24 Ekim 2014 Cuma

Yeni Kimlik Kartlarınızı Artık Alabileceksiniz

Yeni kimlik kartları şekli ve tasarımı
 

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Aralık ayı itibari ile üretimine ve dağıtımına başlanacak olan yeni kimlik kartları hakkında insanların kafasında birçok soru işareti bulunmaktadır. Bu kartların özelliklerineler olacak, ücreti ne kadar veya bu kartları nereden ve nasıl alacağız şeklinde sorulan sorulara şuan için edindiğimiz bilgilerle cevap vermeye çalışacağız. 
 
Çipli Kimlik Kartlarının Özellikleri
 
     Bu kartlar normal nüfus cüzdanlarından farklı olarak birçok ek özelliğe ve çeşitli kolaylıklara sebep olacaktır. Yeni kimlik kartlarımızda bulunan çipli kısma sahip olduğumuz tüm sertifikalar, kimlik bilgilerimiz, parmak izimiz ve çeşitli iletişim bilgilerimiz kayıtlı olacak. Bu sayede pasaport işlemleri, tüm resmi işlemler ve hastane işlemlerinde büyük bir hız ve kolaylık sağlanmış olacaktır. Ayrıca sizin kimliğinizi ele geçiren kişi kesinlikle bir işlem yapamayacaktır. Çünkü çalınan kimlik kartınızı anında bloke edebilirsiniz. 
 
Yeni Kimlik Kart Ücreti Detayları
 
     Yeni kimlik kartlarına sahip olmak isteyen kişilerin 18 lira kart ücreti ödemeleri gerekmektedir. Bu ücret bir kereye mahsus alınacaktır. Daha sonra 10 yılda bir zorunlu olarak kartların değiştirilmesi gerekmektedir. Bu değişimler sırasında ne kadar ücret alınıp alınmayacağı hakkında kesin karara halen varılmamıştır.
 
Kimlik Kartlarını Nereden ve Nasıl Alacağız?
 
     Yeni kimlik kartları dağıtılmaya başlandığı zaman vatandaşlarla posta yoluyla veya muhtarlık aracılığıyla iletişime geçilerek bir randevu tarihi belirlenecek. Bu tarihte kimliğini almak isteyen kişiler nüfus müdürlüklerine giderek 2 adet fotoğraf, parmak izi ve avuç içi damar izi verecekler. Ardından kimlikler 15 dakika içinde hazır ve aktif hale getirilip vatandaşlara teslim edilecek. Randevu tarihinde kimliğini almaya gidemeyen kişiler nüfus müdürlüğünden ikinci bir randevu alarak gidip yeni kimlik kartlarına rahatlıkla sahip olabilirler. Tüm kimlik kartlarının dağıtılmasının yaklaşık 3 yıl süreceği tahmin ediliyor.

Ev Yoğurdu Nasıl Yapılır?

Ev yoğurdu yapımı

Gün geçmiyor ki; marketlerde satılan hazır yoğurtlar ile ilgili yeni bir olumsuz bilgiye erişmeyelim. Söylenenleri duymasak bile, gıdalar ile ilgili çok ufak çapta bir bilgimiz var ise eğer; haftalarca dolapta kalan ve bozulmayan şeye yoğurt denmeyeceğini tahmin edebiliyor olmalıyız zaten. Kalsiyum açısından son derece önemli ve faydalı olan mucizevi besin yoğurttan daha fazla yoksun kalmamak için yediğimiz yoğurdu ev yoğurduna dönüştürmenin vaktidir. Bu iş hiç zor değil, hatta neredeyse kendi kendine olur zaten. Yeter ki biz evde yoğurt yapmanın tadını alalım ve aile bireylerimize tamamen doğal ve sağlıklı yoğurt yedirmeye karar verelim.
İyi Bir Ev Yoğurdu İçin
*Kaynamaya başladıktan sonra 5 dakika kaynattığınız doğal sütünüzü cam kavanozlara bölüştürün.
*Kavanozu dışından tutabileceğiniz kadar ılındığında tahta kaşıkla, her kavanoz için bir yemek kaşığı kadar yoğurdunuzu süte karıştırın.
*Kapaklarını kapatmadan önce arasına bir kağıt havlu yerleştirin.
*Üzerini kalın bir şeylerle örtün, hiç kımıldatmadan 8 saat kadar mayalanmaya bırakın.
*8 saat sonunda yoğurtlarınızı buzdolabına yerleştirip en az bir gün boyunca bekletirseniz, sonucu daha çok beğenirsiniz…

23 Ekim 2014 Perşembe

Stresin Olumlu Etkileri

Stresin Olumlu Etkileri

Vücudumuz sürekli olarak dengesini korumak amacıyla sistematik bir şekilde çalışmaktadır. Bu dengeyi bozacak şekilde vücudun işleyişine bir etki uygulandığında vücudumuz bu duruma stres adı verilen bir tepki gösterir. Ortaya çıkan stres sonucunda çoğu zaman olumsuz sonuçlar ve çeşitli fiziksel rahatsızlıklar görülebilse de stresin olumlu etkileri de bulunmaktadır.
stresin olumlu etkileri   Vücudumuz yoğun stres altına girdiği zaman iç dengeyi sağlamak amacıyla adrenalin hormonu yani epinefrin salgılamaktadır. Böbrek üstü bezleri tarafından salgılanan adrenalin hormonu damarların genişlemesine yardımcı olarak dolaşım sistemini koruyucu etki göstermektedir. Bu sayede ani bir durumda hayati organlara kan akışı hızlanır. Kan akışının hızlanması sayesinde ani durumlarda daha hızlı hareket edebilir ve hayatımızı kurtarabiliriz. Yada yoğun konsantrasyon gerektiren bir sınava girdiğimizde dikkatimizi toplamamıza yardımcı olabilmektedir. En basitinden elektrikler kesildiğinde göz bebeğinin büyüyerek görme duyusunun güçlenmesinin sağlanmasıda stresin olumlu etkileri arasında bulunmaktadır. Stres anında, beklenmedik ve ani durumlar karşısında vücudun çevreye hızlı şekilde uyum sağlaması olumlu duygular oluşmasına sebebiyet vermektedir.
Uzun süren ve devamlı insanı yoğun bunalım altında bırakan stres vücutta olumsuz etkilere sebep olabilmektedir. Kısa süreli stres ise olumlu etkiler ortaya çıkarabilmektedir.

Kısa Süreli Stres Sonucunda Oluşan Etkiler;

1-) Adrenalin hormonunun oluşturduğu etki sebebiyle kişi normal potansiyelinin üstünde davranışları gerçekleştirebilir.
2-) Solunum, nabız, kalp atışları ve kan akışı hızlanır.
3-) Dikkat odağı artmaya başlar ve konsantrasyon yükselir.
4-) Tek bir noktaya odaklanma gerçekleştiği için hissedilen acı miktarı azalır.

Uzun Süreli Stres Sonucunda Oluşan Etkiler;

1-) Öğrenme ve hafıza güçlüğü yaşanabilir.
2-) Depresyon ve uyku bozuklukları görülür.
3-) Yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıklarına sebep olur.

Sonuç Olarak;

Kısa süreli stres durumları kontrol altına alınabildiği veya kendiliğinden geçtiği zaman olumlu etkiler ortaya çıkarmaktadır. Kontrol altına alınabilmiş bir stres sınavlarda daha başarılı olmanıza yardımcı olabilir. Kısa süreli stres ve adrenalin salgısı lunapark vb. eğlence mekanlarında üzerinizde mutluluk hissi oluşmasına sebebiyet verir. Ayrıca fiziksel kabiliyetlerinizde artma olur ve özellikle spor yapan kişilerin vücudunda sağlıklı etkiler doğurur. Adrenalin hormonu ayrıca mutluluğa sebep olabildiği için alışkanlık yapabilmektedir.

Şaşırtcı Yasalar!

Şaşırtıcı Yasalar!, Bu yazımda sizlere ABD‘nin bazı eyaletlerinde uygulanan en şaşırtıcı yasaları, ”olurmu öyle şey” diyeceğiniz bazı ilginç yasaları anlatacağım. Anlatacağım bu yasaların hepsi gerçek ve çoğunluğu hala uygulanmakta olan yasalar.
İşte o ABD eyaletleri ve yasalar;
Utah Eyaleti Yasaları:
-Eğer bir insan kuzeniyle evlenmek isterse, 50 yaşını geçtikten sonra evlenebilir.
-Eyaletin butün karayollarında kuşlara öncelik verilmesi gerekir.
-En ilginç yasa olan bu yasa da kişi yanında nükleer bir silah bulundurabilir ama onu patlatamaz.
-Salt Lake City’nin içinde, keman bulunan bir torbayla dolaşmak yasak!

Oregon Eyaleti Yasaları:
-Konserve mısırlar yemek için kullanılamaz, sadece ve sadece balık tutmak amacıyla kullanılabilirler.
-Salem’de kadınların güreş yapması katiyyen yasak!
Ohaio Eyaleti Yasaları:
-Balıklara alkol içirmek ve onları sarhoş etmek yasak.
-Clinton’da kamu binalarına sırtınızı yaslamak yasak.
-Eer Youngstow’da arabanızı kullanırken benzini biterse suç işlemiş oluyorsunuz! Şaka gibi ama gerçek!

Nebrasya Eyaleti Yasaları:
-Klisenin çok önem veriliyor ve çocukların klise içinde geğirmesi katiyyen yasak yoksa o çocuk suç işlemiş oluyor.
-Bar sahipleri bira satmak isterse, barlarında çorba’da bulundurmak zorunda. Eğer o bar’da çorba bulunmuyor, bar sahibi bira satamaz.
-Waterloo’da berberlerin saat 07 – 19.00 arasında soğan yemeleri yasak, eğer yerse müşterileri rahatsız etmesinden dolayı suç işlemiş oluyor.

Nevada Eyaleti Yasaları:
-Eğer ki size ait bir yerde köpeğinize ateş eden birisi olursa, onu orada asabiliyorsunuz!
-Eureka kentinin içinde bıyıklı erkeklerin,bayanlarda öpüşmesi yasak. Bayanları rahastız ettiğinden dolayı suç sayılıyor. Şaka gibi geliyor ama hepsi gerçek.

Montana Eyaleti Yasaları:
-Eğer ki eyaletin içinde sayısı 7’den fazla kızıl deriliyi bir arada görürseniz yasanın size verdiği hakla onları öldürebilirsiniz.
-Evli iseniz ve eşiniz size ait olan bir mektubu izinsiz açtıysa bu ağır bir suç oluyor,eşinize büyük bir ceza veriliyor.

Arizona Eyaleti Yasaları:
-Eğer suç işlediyseniz ve suç işlerken kırmızı bir maske taktıysanız, yakalandıysanız işlediğiniz suç hafif bile olsa ağır suç sayılıyor ve büyük bir ceza alıyorsunuz.
-Eyaletin içinde kaktüs koparmak, kesmek kesinlikle yasak ve ağır suç sayılıyor. Kaktüs kesen birisine 25 yıla yakın hapis cezası veriliyor.
-Hayden ilçesinde kurbağaları ve tavşanları rahatsız eden büyük para cezasına tabi tutuluyor.
-Globe kentinin içinde bir kızıl derili ile uzun süre sohbet etmek, onunla kumar oynamak, oyun oynamak yasak!

California Eyaleti Yasaları:
-Okulların ve barların etrafında çiftleşen hayvanlar ölüme tabi tutulur.
-Arcdia kentinde tüm karayollarında tavuskuşlarına öncelik verilir.
-Los Angeles’ta eşini döven birisinin 5 cm’den kalın bir kemer ya da eşya kullanması katiyyen yasak.
-Hareket halinde bir araçtaysanız hayvanlara ateş açamazsınız, ağır suç sayılır. Bu yasanın etkisiz olduğu tek bir hayvan türü var o hayvan türü ise Balina.

Florida Eyaleti Yasaları:
-At hırsızlığı yapan birisine ölüm cezası verilir.
-Eğer evli olmayan bir bayansanız, pazar günleri paraşütle atlayamazsınız, suç sayılıyor.

Maryland Eyaleti Yasaları:
-Sinemaya giden birisinin yanında canlı bir aslan götürmesi yasak!
-Ocean City’de yüzen birisinin,yüzerken yemek yemesi suç sayılır.
Okuduğunuz bu yasalar kesin  şaka gibi gözüküyor olabilir ama hepsi gerçek ve büyük çoğunluğu hala uygulanmaya devam ediyor.
İnsan ne kadar şaşırtıcı ve garip bir varlık değil mi ? :)

Bayat Ekmekleri Nasıl Değerlendirelim

Bayat Ekmek Ne Yapılmalı?
Yapılan israflar arasında belki de en iç acıtanı ekmek israfıdır. Her yıl yapılan birçok araştırma ülkemizdeki ekmek israfının tüyler ürperten boyutlarını rakamlarla ortaya koymakta. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bunu öncelikle satın alırken kaç ekmek tüketilebileceğini iyi hesap ederek engelleyebilirsiniz. Ancak beklenmedik durumlar olur ve ekmeğiniz bayatlar ya da yenmeyecek kadar çok artarsa, yapılabilecek onlarca seçenek arasından sadece birkaçı:
*Ekmeği fırınlayarak kurutun ve elinizle ufalayın. Bir saklama kabı ya da poşete koyarak buzdolabına kaldırın. Köfteler için ekmek içiniz hazır.
*Dilimlenmiş ekmekleri küçük kareler halinde kesin. Fırınlayarak kurutun. Saklama kabına alın. Çorba ve salatalarınız için tadına doyulmaz kurutonlar elde ettiniz.
*Küçük parçalara böldüğünüz ekmekleri salça ve tereyağı ile biraz kavurun. Üzerine et suyu gezdirin. Haşlanmış ve didiklenmiş etleri ekleyin. En üstüne dilerseniz tereyağı ve pul biber ile nane yakıp gezdirebilirsiniz. İşte size  “Tirit.”
*Bol tereyağında kavurduğunuz küçük parçalar halindeki ekmeklerin üzerine yumurta kırın. Yöresel bir lezzet: “Cumhur.”
*Fırında kurutulmuş ekmek parçalarının üzerine sarımsaklı yoğurt ve üzerine de tereyağı, salça ve pul biber ile nane yakıp gezdirin. Dilerseniz kıyma da kavurup ekleyebilirisiniz. Buyurun size mantı havasında bir yöresel lezzet daha: “Sırın.”
 *Dilimlenmiş ekmeklerin üzerilerine biraz tereyağı ve sulandırılmış ve baharatla tatlandırılmış salça sürün. Üzerine sucuk, zeytin, mantar, biber, domates, mısır gibi sevdiğiniz malzemeleri ve kaşar ekleyin. Fırına verin. 15 dakika sonra kahvaltı ya da ikindi çayı yanına ekmek pizzanız hazır.

Uçuk neden çıkar? Nasıl tedavi edilebilir?

Uçuk nedir?

Yazımızda Uçuk neden çıkar ? Nasıl tedavi edilebilir ? Sorularına cevap vermeye çalışacağız. Uçuköncelikle virüse bağlı bir sağlık sorunudur, bu virüsün tıpta ki adı herpes virüsüdür. Bu virüs pek çok etkenle derimize zarar vererek sağlıklı bir görünümden uzaklaşmamıza neden olabilir. Uçuk genellikle bayanlarda adet dönemlerinde görünebilir, vücutta herhangi bir değerin olması gerekenden daha az bulunmasından yani farklı bir sağlık sorunundan kaynaklanabilir ya da özellikle dudak bölgesinde derinin tahrik edilmesiyle ortaya çıkabilir. Yani bir kişi dudaklarını ısırıyorsa, yoluyorsa ya da zarar verecek şekilde kaşıyorsa da uçuk oluşabilir. Uçuğun en sık görülen nedeni ise sağlık sorunu olan vücutta kansızlık olmasıdır diyebiliriz. Psikolojik olarak uçuk oluştuğu halk arasında bilinen bir kanıdır ve aslında doğrudur. Psikoloji nedenlerde uçuğa neden olabilir. Örneğin gece bir kâbus görüldüğünde, bir olaya aşırı olumlu ya da olumsuz düşünceler gerçekleştiğinde zaten vücudumuzda önceden pasif olarak var olan uçuk virüsü varsa etkisini gösterebilir.
Uçuk neden çıkar? Nasıl tedavi edilir?
Uçuk neden çıkar? Nasıl tedavi edilir?

Uçuk nasıl tedavi edilir?

Öncelikle uçuk çıkmasına neden olan etken doğru belirlenmelidir. Örneğin güneşe alerjisi olan bir kişi güneşe çıkarken koruyucu kremler kullanabilir. Örneğin farkında olmadan hep aynı bölgeyi kaşıyarak uçuk çıkmasına neden olan birisi bu alışkanlığının önüne geçerek uçuklardan kurtulabilir. Kişide kansızlık varsa uçuk tedavisinden önce farklı sorunlara da neden olabilecek bu sağlık sorunu üzerine gidilmelidir. Uçuk virüsü bulaşıcı da olabileceğinden uçuk bulunan kişiyle çok yakınlaşmamak gerekecektir. Uçuğu tedavi etmek için de iki çeşit tedavi yöntemi mevcuttur daha önce bahsettiğimiz durumlarda kremlerle tedavi uygulanabilir. Eğer bu tür sağlık sorunlarından ziyade daha çok kronik bir uçuk durumu mevcutsa yani vücudumuz bu virüsü barındırıyorsa ve virüs biraz inatçıysa ya da uçuk geniş bir alana yayılmış bir vaziyetteyse bir sonraki aşama olarak iğne ya da ilaçla tedavi yöntemlerine başvurulabilir.

24 Eylül 2014 Çarşamba

Acı Biber Nasıl Anlaşılır?

bg_biber_0uıuıuıu

Acı biberi anlamak için illa ağzınızı yakmanıza gerek yok. Bu durumdan hoşlanmıyorsanız başka bir çözüm arıyorsanız işte size ipucu;
Acı olan biberlerde dış görünüş olarak tatlılara göre daha parlak ve canlı bir renk vardır ve ellediğinizde ciddi bir sertlik söz konusudur.
Acı biberlerin sapının gövdeye bağlandığı yerde yıldız şeklinde küçük yaprakcıklar vardır kimisinde az kimisinde çoktur. Çok olanlar bilin ki çok acıdır.
Eğer hassas bir burnunuz varsa acı biberi koklayarak bulabilirsiniz. Kırdığınız biberi kokladığınızda ağız burnunuzu yakan bir koku hissedersiniz hapşurma isteği gelir.

Zayıf Gösteren Kıyafetler

frfrfrfrfrbnn
Eğer biraz fazla kilolarınız varsa bu durum sizi rahatsız ediyorsa her istediğiniz giyemezsiniz sevgili bayanlar. Kıyafetlerinizde bir takım sınırlar olmalı. Önce vücudunuzu tanımalısınız, fazlalıklarınız gögüs bölgenizdemi yoksa kalça bölgenizdemi bunu tespit etmelisiniz.
Göbek bölgenizdeki fazlalıkları korse ile yok etmelisiniz. Genel olarak fazlalıklar için siyah renk herzaman kusur kapatıcıdır, risksizdir. Çizgili kıyafetlerde ısrarcı olmayın ve asla enine çizgili kıyafetler giymeyin.

23 Eylül 2014 Salı

Reklam Nedir ?

Reklam Nedir ? Kısaca tarihine bakalım.  İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinde sonra, sanayileşmenin büyümesi, üretimin çeşitlenmesi ve buna bağlı olarak rekabetin artması ile birlikte pazarlanan ürün ve hizmetlerin tanıtım faaliyetleri önem kazanmaya başlamış ve reklamcılık önemli bir faaliyet konusu olmuştur. Üretilen ürün veya hizmetin tüketiciye tanıtılmasının en doğru yolu reklamdır. Doğru Reklam hızla büyümenizi sağlayabilir.
Bugün artık bir firma, üretilen ürün ve hizmetlerin hedeflenen noktanın gerisinde kaldığını veya firmanın yaşamını sürdürecek düzeyde olmadığını düşünüyorsa ya da bunların satış miktarlarını artırmak istiyorsa reklam yolunu seçmektedir. Reklam yapmanın amacı, üretilen ürün veya hizmetin daha geniş kitlelerce tanınmasını sağlamak ve bu yolla satışların artmasını beklemektir.
Kısaca reklam bir tanıtım faaliyetidir. Firmaların marka değerlerinin yükseltilmesinde, pazar payını artırılmasında, yatırımların yönlendirilmesinde ve yeni üretim politikalarının tesbit edilmesinde bu tanıtım faaliyetinin etkisi büyüktür.
Reklam yapılırken, hedef kitleye ve tüketicilere, üretilen ürün ve hizmetler anlatılır, kullanım amaçları ve yararları açıklanır, nereden, ne şekilde ve hangi fiyatlarla alınabileceği konusunda bilgi verilir. Reklam bir anlamda tüketicilerin doğru ürün ve hizmeti almaları için yol gösterici niteliktedir.
Reklam Nedir 150x150 Reklam Nedir ?
Reklam Nedir
İlk yazılı reklam olarak, bugün British Museum’da sergilenen ve günümüzden 3000 yıl öncesine ait bir papirüs gösteriliyor. Bu papirüs üzerinde bir çeşit tanıtım duyurusu yer almaktadır. Ancak modern reklamcılığın başlangıcı olarak günlük gazete ve dergilerin yaygınlaşmaya başladığı 19. yüzyılın ilk yarısı görülür.
İlk radyo reklamı, New York’ta bulunan bir kooperatifin, evleri tanıtmak amacıyla hazırladığı 10 dakika süren bir duyurudur ve 28 Ağustos 1922 günü yayınlanmıştır. O tarihte günde beş anons yapılması karşılığında radyoya 500 dolar ödenmiş. Bu reklamın sonucunda da iki daire satılmış.
Düzenli televizyon yayınları başladıktan sonra televizyonlarda yayınlanan ilk reklam ise 1 Temmuz 1941 tarihinde yayınlanan bir saat markasına aittir. 20 saniye süren ve sabit bir saat görüntüsü üzerine okunan bu reklam duyurusu için 9 dolar ödenmiş.
Televizyonlarda renkli yayınlar başladıktan sonra yayınlanan ilk renkli reklam ise bir bezelye markasına aittir. 15 Kasım 1969 tarihinden yayınlanan bu reklam için 25 sterlin ödenmiş.
Ülkemizde kurulan ilk reklam ajansı İlancılık Reklam Ajansı’dır. 1909 yılında kurulmuştur ancak krizler ve savaşların etkisiyle gerçek faaliyetine 1919 yılında başlamıştır.
Ülkemizde ilk radyo reklamları 1950’li yılların başında başlamıştır. Özellikle bankalar ve özel kuruluşlar başta olmak üzere bir çok resmi kuruluş da tanıtım için radyoda reklam yapmak yolunu seçmiştir.
İlk çekilen reklam filmi 1949 yılında Güzel Sanatlar Akademisi profesörlerinden Vedat Ar’ın hazırladığı bir canlandırma resim çalışmasıdır.
Sürekli televizyon yayınlarının başlaması ile birlikte 1972 yılından itibaren televizyonda reklam yayıncılığı da başlamıştır. Ve reklamcılık ülkemizde de giderek büyüyen ve gelişen bir sektör olmuştur.
Reklam ürün pazarlamasında en önemli faktördür. Sizlerinde mutlaka unutamadığı bir reklam vardır.  İnternet piyasasındaki en büyük reklam şirketi google adsense dir.

Çil Nedir? Neden Oluşur?


Bazı insanların niçin çilli olduğunu yeterince açıklayabilmek için önce cilde renk veren şeyin esasını öğrenmeliyiz. İnsan cildinin(derisinin) belirli bir rengi almasındaki en önemli unsur, değişik ırklardan kişilerde melanin miktarındaki farklılıktır. Başka bir ifadeyle, melanin miktarının farklılığı, insanlarda derinin başka başka renklerde olması bakımından en önemli rolü oynar.
Hayatın ilkel, alt tabakadan örneklerinde, kertenkelelerin ve belirli bazı balıkların renk değiştirebilmeleri melanin sayesinde olur. Buna karşılık, melanin insanlarda sadece tenin rengini belirlemekle kalmaz. Uzun süre Güneş altında kalmanın çok zararlı etkilerine karşı da koruyucu görevi ve işlevi vardır.
Melanin, epiderminin en alt tabakası boyunca yayılmış özel hücreler tarafından üretilir. Epidermi derimizin ince dış kesimidir. Melanin üreten özel hücreler me/anosifter diye adlandırılır. Bütün bu açıklamalardan sonra şimdi çilin ne olduğunu açıklayabiliriz.
Çil, söz konusu hücrelerin, yani melanositlerin belirli kesim ve noktalarda yoğun bir şekilde gruplaşmış bulunmasının sonucudur. Zaten çillerin sarımsı kahverengi olması da bu nedenledir. Melanin pigmentleri(renk verici madde) sarımsı kahverengidir. Burada karşımıza başka bir soru çıkar. Neden bazı insanlar çillidir de, çoğunluk çilli değildir? Bunun cevabını soya-çekimde aramak gerekir. Bizim çilli ya da çilsiz olmamız, anne ve babalarımızın durumlarıyla, görünüşleriyle belirlenen bir şeydir.

21 Eylül 2014 Pazar

Kestane Balı Nasıl Tüketilmelidir ?

Kestane Balı Nasıl Tüketilmelidir ?
Kestane balı nedir? Kestane balı, arılar tarafından haziran aylarında, kestane çiçeklerindeki polen ve bal özleri ile üretilen baldır. Adından da anlaşılabileceği gibi kaynak maddesi kestane ağaçlarıdır ve Karadeniz bölgesindedir. Kestane balının üretimi zor ve üretimsel verimlik açısından yeterli olmasa da, çok yararlı ve rengi koyu olan kestane balı, içerisinde bol miktarda protein, A vitamini, kalsiyum, sakaroz ve fosfora yer vermektedir. Adı gibi tadıda kestaneyi andırmaktadır. Enerji verme konusunda da iyi olan kestane balı, çocuklara ve sporculara gelişme açısından önerilir. Ayrıca antiseptik bakımından diğer ballardan daha üstün olurken, Antioksidan bakımından da %60 bir oran ile yine diğer ballardan üstündür. Kestane balı için gerçek anlamda doğal ilaç tanımı yapılmıştır. Bu baldan yararlanabilmek için özel işlemlerden geçmiş olması gerekmektedir.
Birçok klinik ve bilim uzmanları, kestane balı hakkında bir çok araştırma yapmış ve olumlu sonuçlar konusunda hem fikir olmuşlardır. Şuana kadar doğru kullanımlarda her hangi bir zararı ise tespit edilmemiştir. Nasıl Tüketilmeli? Nasıl tüketilmesi konusunda ise pek önemli husus yoktur. Özellikle mevsim değişikliklerinde daha fazla tüketim önerilir. Bunun dışında, sabahları aç karnına bir veya yarım çorba kaşığı tüketilebilir, sade ya da ılık suyun içine katılarakta tüketilebilir. Tercihen hepsi uygulanabilir. Ancak şeker hastalarının, şekerinin yükselmemesi açısından az miktarlarda ve doktor izni alınarak tüketmesi uygun görülür.
Kestane Balı Zararları Kestane Balı Nasıl Tüketilmelidir ?
Kestane Balı Zararları
Faydaları Nedir? O kadar yararlıdır dedik bir çok hastalığa, şimdide faydalarından bahsedelim.
*Bademcik iltihabına *Kemik ve kasların güçlenmesine *Halsizliğin giderilmesine *Hafızanın güçlenmesine *Cilt ve lekelerin giderilmesinde *Nezle ve grip gibi hastalıklara *Damar hastalıklarına *Kalp çarpıntısına *Astım gibi hastalıklara *Sedef gibi hastalıklara *Kanın temiz olmasına *Romatizmaya *Baş dönmelerine *Bel sakatlık ve ağrılarına iyi gelmektedir. bana.
Kestane Balı Zararları Nelerdir ?
Şeker hastalarının çok tüketmesi tavsiye edilmez. Hamilelerin doktor kontrolünde bu besini tüketmelidir. Deli bal olarak bilinen kestane balı, günde bir iki kaşıktan fazla yendiğinde baş dönmesi başta olmak üzere bir çok sağlık problemine yol açabilir. Ayrıca tıp alanında Kestane deli balının ciddi alerjik rahatsızlıklar yaratabileceği konusunda bulgular ve olaylar vardır.
Zararlarını üreticilere yani aldığınız kişilere firmalara sorunuz, nasıl tüketilir tavsiyeler alınız.

20 Eylül 2014 Cumartesi

Ilımlı İslam ve Sıkma Başlar

Ilımlı İslam ve Sıkma Başlar

Ilımlı İslam ve Sıkma Başlar. Son yüzyılda gelişen teknoloji müthiş bir tüketim çılgınlığını da beraberinde getirdi. Hızla gelişen, değişen dünya düzeninden kültür, sanat, felsefe gibi dinde nasibini aldı… Asırlarca orijinal hali ile süre gelen tutkulu inanışlarımız ilgimizi çekmez oldu. Çağdaş baskılar ve inançtan da bir çırpıda vazgeçemeyiş ile ancak zamana yayılarak azaltılabilecek dini yaşam düşüncesinde, yeni biçimler ortaya çıkardı. Özellikle 28 Şubat döneminde uğruna canla başla mücadelenin verildiği, ikna odalarının kapısından başı dik çıkan başörtüsü şimdi yeni türeyen sıkma başların elinde “ büyük mağduriyet” tiyatrosunda gişe rekorları kırıyor! Artık kimi sözde başını örten kızlarımıza, ne kapalı nede açık diyebileceğimiz tuhaf bir sakal-bıyık durumuna düştük.
İslam da örtünme şekli olan tesettüre değerlerinden arındırılıp yavan bir “saç örtmek” anlamı yükledik. Namahrem bakışlara karşı bir zırh, amacı gereği karşı cinste etki uyandırmayacak, gözlere kalkan olacak başörtüsü şimdi, moda çatısı altında “sıkma baş” olarak tabir ettiğimiz dinle ilgisi olmayan örtü biçimleri ve tesettür (!) olduğu düşünülen ifrat derecesinde giyim tarzları ile kötü bakışlar bir yana iyi bakışları bile tahrik edebilecek cinsten ucube bir hal aldı. Baş örtüsüne özgürlük verildi! Koşun aynalara yeni biçimlerle kutlayalım… Özgürlüğün getirdiği rahatlık, inanç çevikliğinde değil de şıklık yarışında ve tuhaf biçimlerde kendini gösterdi ve sorgu listesine yeni konular eklendi: Dini emirler zamana göre değişiklik gösterir mi? Zaman dini değiştirir mi? ”Sıkma baş” olarak ifade edilen biçimi midir eğer öyle ise, Nisa suresinde ifade edilen “Başörtülerini yakalarının üzerine vursunlar.” ayeti günümüzde geçerliliğini yitirdi mi? İslam devletlerinin nizamında, değişen şartlarda dini emirlerin başat kabul edilmesi gerekirken, şimdi dini emirler mi dönem şartlarına uydurulacak? Çağdaşlık savunucularının toplumun zihnine zerk ettiği dinde reform düşünceleri, ekmel olmuş islam mantığı ile nasıl bağdaştırılabilir ve has mü’minlerce nasıl kabul görebilir?
Ilıman İslam Ilımlı İslam ve Sıkma Başlar
Ilımlı İslam
Başörtüsünü mağdur eden hanımcıklarımızın eleştiri okları karşısında ardına sığındığı dine en büyük tehdit olan “çağa ayak uydurma” ve “ ılımlı islam” mefhumları… Çağa ayak uydurma; (nenemin başörtüsünden sıkma başa geçiş) aşağılık psikolojisinin bariz göstergesidir. Ilıman islam ise batılı güçlerin güçsüzlüğüdür ki karşı durmakta, yıkmakta zorlandığı islamı yozlaştırma, kendi potasında eritme politikasıdır. Özellikle özüne yabancılaşan kızlarımızın ve kaypak medyanın da büyük desteğiyle içten kemiren dev bir kurt olmayı başardılar!
Yaratıcı tarafından insan için en mükemmeli düşünülmüş, ilahi nizam kurulmuş iken reform “din” kavramının yanında garip duran bir kelimedir. Neyi reforme edeceğiz evvela bunu sorgulamamız gerekir. Reform bozulan bir şeyi düzeltmek ıslah etmek demektir. 14 asırdır tahrif edilmeden günümüze kadar gelen islamın (bozuk mezhepleri muhatap almazsak ) neyini ıslah edeceğiz? Yapacağımız iş dinde reform mu yoksa bir tahrif mi olacak? “Bugün sizin için dininizi ikmal eyledim. ”(maide 3) ayeti ile islam dini tamamlanmış tüm çizgiler net bir şekilde çizilmiş olduğu halde “din kolaylıktır” çatısı altında getirilen çağdaş yorumlar, keyfi fetvalar din değil bid’ate açılan ziyan kapısıdır. Bu durum İsa ya ve incil’e inandığını, onlara çağdaş bir yorum getirdiğini iddia edip yeni bir din kurma hedefi olan Yehova şahitlerinin durumunu andırır. Var olan kitabın altında farklı inanışlar geliştirmek, değiştirmek ihanettir ! Kur’anın ifadesi ile söyleyecek olursak merhamet görmeyecek bir iştir.
Kanaatimce ilericinin başörtüsü anlayışı bir takım menfaatler uğruna vazgeçilebilen ve hangi amaca hizmet etmesi gerektiği gerçeğinden uzaklaşan anlamsız bir bez parçasına dönüştü. Daracık tayt üstü kap ya da gömlek vari şeyler üzerine attığı şal yahut başörtüsü ile hanım kızımız aklınca tesettüre girdiğini, en kötüsü dine hizmet ettiğini düşünüyor! Din sizden ne çekti be…! tuhaf giyiminizle, başınızda rezil ettiğiniz örtü ile, birde iyi bir iş yaptığınız düşüncesi… Yapma be güzel kızım bu kadar aptal olma! Örtünmenin amacı gizlenmek ilkesini ihlal edip, kadını bir şehvet unsuru olarak görüp, tüketilebilecek bir meta olarak sunan, sapık modern düşünceyi hilkat garibesi halinle güldürme! Rönasanstan önce hayası ve iffeti düşünülen Hz. Meryem in Rönasanstan sonra güzellik unsurlarını öne çıkaran zihniyetin oyuncağı olma! Sen modern çağa, ılıman islama meydan okuyabildiğin ölçüde amacında sabitsin. Yoksa sıkma başlı çakma tarzın, daracık pantolonun, boya fıçısından çıkmış suratın, üstüne bide dini inancını yaşadığın zeminsiz düşüncenle, ucube resimlerde acibe bir haldesin. Yapma!